Yüzüklerin Efendisi Tarih ve Özet

Spread the love

İçerik Başlıkları

Yüzüklerin Efendisi Serisinin Tarihi ve Kökenlerine Ait Bir Özet

İngiliz yazar ve dil bilimci olan John Ronald Reuel Tolkien, bilinen adıyla J.R.R. Tolkien tarafından yazılan ve 1937 yılında okuyucuları ile buluşan bir kitaptır. Fantastik çocuk kitabı türündeki “Hobbit” in devamı olarak kaleme aldığı Yüzüklerin Efendisi serisi, sadece İngilizce dilinde 150 milyondan fazla kopya satarak (2007 yılı verilerine göre) dünyanın en fazla satan kitapları arasında yerini almıştır.

70’ten fazla dile de çevrilen eserin birçok film, tiyatro ve radyo oyunu ve bilgisayar oyunu uyarlamaları yapılmıştır. Sadece 2001-2003 arasında vizyona giren filmlerden elde edilen gelir 3 milyar doların üzerinde olup, bilgisayar oyunları ile beraber bu rakamın 5 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.

Hobbit’ten Yüzüklerin Efendisine Geçiş

Hobbit’in bitişinden 70 yıl sonra başlayan hikâye Tolkien tarafından 6 kitap olacak şekilde yazılmış, ancak yayıncı Allen & Unwin tarafından birleştirilerek 3 kitaba düşürülmüştür. Yazar tarafından 1948 yılında yazımı tamamlanan kitapların yayınlanması ise oldukça geç olmuştur. Yazar, Yüzüklerin Efendisi serisi üzerinde çalışırken, bir yandan da her şeyin nasıl başladığını anlatan, Silmarillion isminde eseri üzerinde çalışmaktaydı. Bu kitap o dönemde, yayıncı tarafından baskı masraflarının çok yüksek olacağı sebebiyle basılmamıştır.

Bunun sebepleri üzerine çeşitli iddialar olsa da yazar veya yayın evinden kalan yazılı bir açıklama olmadığı için gerçek sebebi bilinememektedir. Kitapların orijinal yayınlanma tarihleri aşağıdaki gibidir;

  • Fellowship of the Ring (Yüzük Kardeşliği)- 9 Haziran 1954
  • The Two Towers (İki Kule)- 11 Kasım 1954
  • Return of the King (Kralın Dönüşü) – 20 Ekim 1955

1937 yılında yayınlanan Hobbit’in ardından Yüzüklerin Efendisi serisi için yazarın neden bu kadar beklediğine dair birçok tahmin bulunsa da yazar tarafından bir açıklama yapılmadığı için bunlar sadece söylenti ve dedikodudan ibaret kalmaktadır.

Yüzüklerin Efendisinin Kültürel Kaynakları

Özellikle İskandinav ve Hristiyanlık mitolojilerinden birçok esinlenme taşıyan eser aynı zamanda yazarın Birinci Dünya Savaşında yer aldığı, savaşın en kanlı muharebelerinden olan Somme cephesinde tecrübe ettiği olaylarında izlerini taşımaktadır. Hikâyede önemli yerleri bulunan Elfler ve cüceler Alman, İngiliz ve İskandinav mitolojilerinin birer parçasıdırlar. Yüzüklerin Efendisi serisi özellikle tarihi MS 700-1000 arasında olduğu düşünülen Alman efsanesi Beowulf’tan birçok esinti taşımaktadır.

Beowulf, uzun yıllardan beri çok meşhur bir destan olarak İngiliz ve Alman edebiyatında büyük etkileri olmuş bir hikayedir. Destan Yabancı bir savaşçı olan Beowulf’un, Danimarka’da yaşayan bir halkın kralı olan Hrothgar’a, bir türlü öldüremedikleri canavar Grendel’e karşı yardımcı olmak amacıyla gelmesiyle başlar. Hikâye Beowulf’un Grendel ve Grendel’in annesine karşı verdiği mücadele ile devam eder. Bu sırada kullandığı kılıç “Hrunting” büyük önem taşımaktadır. Hikâyenin devamında yıllar sonra kendi krallığına sahip olan Beowulf, halkı terorize eden bir ejderhayı öldürmek için adamları ile beraber ejderha ile yüzleşmeye gider. Son savaştan önce adamlarına geride kalmalarını emreden Beowulf, ejderha ile tek başına yüzleşeceğini söyler. İkili dövüşmeye başladıktan sonra korkan adamları, biri hariç, ormanın içine kaçarlar. Beowulf’un kazanamayacağını anlayan Wiglaf yardıma koşar ve beraber ejderhayı öldürürler. Savaş sırasında ağır yaralanan Beowulf hayatını kaybeder ve Wiglaf diğer askerleri korkaklıkları için suçlar.

yuzuklerin efendisi serisi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C3%BCz%C3%BCklerin_Efendisi

Völsunga Destanı

Völsunga Destanı, Yüzüklerin Efendisi serisi üzerinde en çok etkisi olan halk hikayelerinden biridir. 13.yy’da İskandinavya’da ortaya çıktığı düşünülen Alman efsanesinde olaylar, kahraman Sigurd’un ejderha olan Fafnir’e karşı verdiği mücadele ve bütün olaylara etki eden lanetli yüzük Andvaranaut (Andvari’nin Hediyesi demek) etrafında gelişmektedir. Andvari, mitolojide bir çağlayanın altında yaşayan ve sahip olduğu sihirli altın yüzük sayesinde çok zengin olan ve kendisini mızrağa dönüştürebilen bir cücedir. Loki tarafından yüzüğü çalındıktan sonra, yüzüğü ona sahip olan herkesi yok etmesi için lanetlemiştir. Destan sırasında birçok karakter yüzük sebebiyle hayatlarından olmuştur. Andvari nihayet çağlayanın altında bulunan mağarasına dönebildiğinde bütün hazinesini eksiksiz bulmuş ancak yüzüğü hiçbir zaman bulamamıştır.

İki destanın da ortak noktalarından biri, düz metinden oluşan hikayelerden ziyade epik şiirler şeklinde yazılmış olmalarıdır. Tolkien Yüzüklerin Efendisi serisi üzerinde çalışırken Celtlerden, Yunan mitolojisinden ve birçok halk hikayesinden etkilenmiştir.

Yüzüklerin Efendisinin İnsanlar ve Sosyal Hayata Yansımaları

Frodo’nun, kuzeni olan Bilbo’nun yıllar öncesinde bir mağarada bulduğu, Gollum isminde bir yaratığın düşürdüğü sihirli yüzüğü yok etmek için, yüzüğün yaratıldığı yanardağa götürürken başından geçenleri anlatan hikâye, dört hobbit, iki insan, bir elf, bir cüce ve bir büyücünün sadece kötülüğün güçlerine karşı değil, kendi doğaları, ihtiras ve ihtiyaçlarına karşı verdikleri mücadeleyi anlatan destansı bir hikayedir.

Birçok destan ve folklor içeriğini bir araya getiren ve kendi hikâye anlatma yeteneklerini ekleyen J.R.R. Tolkien, 2 Eylül 1973 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. Yazarın Yüzüklerin Efendisi serisi tarihini anlattığı ancak hiç tamamlayamadığı eseri Silmarillion, yazarın 2020 yılında haytını kaybeden oğlu Christopher Tolkien tarafından derlenip, 1977 yılında okuyucularla buluşturulmuştur.

Yayınlandığı günden bu yana özellikle edebiyat severler tarafından büyük bir zevkle okunan seri, aynı zamanda üniversitelerin çeşitli bölümlerinde bitirme, yüksek tezlerine konu olmaya da devam etmektedir. J.R.R. Tolkien’in özellikle Elfçe dilini oluşturmak için harcadığı çaba ve yöntemler dil bilimleri bölümlerinde, hikâye ve karakterleri de edebiyat ve yaratıcı yazarlık alanlarında sıkça konu olmaktadır. Hatta, Orkların Elflerden yaratılmış olması, farklı tanrıların olması, büyücülerin bir nevi peygamberler gibi hareket ediyor olmaları da farklı alanlarda kitapların hala tartışılmasına sebep olmaktadır.

film dizi sinema hakkında diğer bloglarımız